İlham Verici Bir Ebeveynlik Kılavuzu

Ebeveynlik dünyanın en zor işlerinden birisidir. Tam zamanlı  bir iş olduğu gibi yıllarca sürer ve hiçbir beceri sizi bir sonraki kuşağı yetiştirme sorumluluğuna tam olarak hazırlayamaz. Bununla birlikte bilimsel araştırmalar, ileride mutlu yetişkinler olarak topluma katkıda bulunacak çocuklar yetiştirme konusunda bize bazı değerli görüşler sunuyor.

1. Çocukları çabaları için övün, akıllı oldukları için değil

Columbia Üniversitesi’ndeki psikologlar, çaba yerine zekâya vurgu yapılmasının bir çocuğun çalışmaya yaklaşımı üzerinde kötü etkileri olabildiğini ortaya koydular. Çocuğunuza, akademik başarılaryla ilgili olarak onun doğuştan gelen kapasitesini değil, çalışma ahlâkına ve kararlılığına değer verdiğinizi gösterirseniz zorluklar karşısında daha az yılgınlık göstereceklerdir. Çok akıllı olduklarını söyleyerek çocukları övmenin onlara bir faydası olmaz çünkü bu çocuklar başarısız olacaklarından ve “akıllı çocuk” konumlarını yitireceklerinden korkmaya başlarlar. Çocuklarınızı bunun yerine, motivasyonları için, dikkatlerini topladıkları ve çabalarını sürdürdükleri için kutlayın.

2. Onlara kendi başlarına mutlu olmayı öğretin

Çocuklarınıza sonu gelmez önceden ayarlanmış etkinlikler sunar ve sıkıldıklarını söylediklerinde onları eğlendirmek için çırpınırsanız, kendi başlarına mutlu olmayı öğrenemezler. Bu durum onların ileride iyi vakit geçirmek için başkalarına ihtiyaç duyan yetişkinler olma riskini artırır. Çocuk psikologları, çocukların sıkılmasına izin vermenin yararlarını gittikçe daha sık dile getiriyorlar. Çocuk psikoloğu Lyn Fry, “Sizin bir ebeveyn olarak rolünüz çocukarınızı toplumdaki yerlerine hazırlamaktır. Yetişkin olmak demek kendinizi meşgul edebilmeniz ve boş zamanlarınızı sizi mutlu edecek şekilde geçirebilmeniz anlamına gelir” diyor.

3. Ceza değil, verdiğinize değecek ödüller verin

Çocuğunuz bir işi yapmak ya da derslerine çalışmak istemediğinde, bu davranışını düzeltmek için ona ödül vermek cazip görünebilir. Örneğin çocuğunuza belli bir not için bir ödül vaad edebilirsiniz. Ancak çocukların zaten yapmaları gereken şeyler için ödül bekleyemeyeceklerini öğrenmeleri gerekir. Çocuklar eğer gereğinden fazla ödül alırlarsa, bir şeye sahip olma hakları konusunda yanlış bir izlenim edinirler. Ödülleri seyrek aralıklarla kullanın.

4. Anlamlı etkinlikler planlayın

Çocuklarınız için gerçekten ilgileniyorlarsa ve hâlâ enerjileri varsa etkinlik planlayın. Bir çocuk için anlamlı bir etkinlik için program yapmak çok fazla zaman, çaba ve bazen para harcanmasını gerektirir. Peki buna değer mi? Bazı psikologlar çocuklara daha fazla yapılandırılmamış zaman verilmesi gerektiğini söylüyorlar. Bu şekilde hem kendi kendilerine eğlenmeyi hem de zamanlarını yönetmeyi öğrenmiş oluyorlar. Bir kaç nitelikli ve eğitimsel etkinlikle herhangi bir şeyin planlanmadığı serbest zaman dilimleri arasında denge kurmayı hedefleyin.

5. Cinsellik hakkında konuşmaktan çekinmeyin

Çocuğunuzla cinsellik hakkında konuşmak ikinizi de utandırıyor olabilir ama çocuğunuzun cinsel sağlığını ve iyiliğini düşünüyorsanız, daha erken yaşlardan itibaren cinsellik ve üremeyle ilgili olguları ona anlatmanız en iyisidir. Araştırmalar genel olarak, çocukların yaşına uygun verilecek açık ve anlaşılır bir cinsel eğitimin en iyi yaklaşım olduğunu gösteriyor. Örneğin bazı araştırmalar, doğum kontrol yöntemleri ve güvenli cinsel yaşam konularında bilgilendirilen ergenlerin daha az genç hamilelik riski yaşadığını ortaya koyuyor. Çocuğunuz size bebeklerin nereden geldiğini ya da bir takım cinsel terimlerin anlamlarını sorduğunda, sakin bir şekilde, herhangi bir yanlış anlamaya yer kalmayacak şekilde cevap verin. Cinselliğin doğal ve hayatın bir parçası olduğunu kesin olarak belli edin, böylece çocuğunuzun size cinsellikle ilgili sorular sorarken utanmasına gerek kalmaz.

6. Bırakın sıkılsınlar, böylece yaratıcı olmayı öğrenirler

Yaratıcılık kimilerinin doğuştan sahip olduğu, kimilerinin de olmadığı bir özellik değildir. Nasıl yetiştirildiğimiz, yetişkin olduğumuzda ne kadar yaratıcı olacağımızı güçlü bir şekilde etkiler. Çocuklar eğer sıkılmalarına izin verilmezse hayat hakkında düşünüp yeni fikirlere ulaşma fırsatı bulamazlar. Sıkıntı, çocukları kendi içlerinde yatan ve yaratıcı düşüncenin temelini oluşturan “içsel itkiyi” bulmaya zorlar.
Texas Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma sıkıldığımızda istediklerimizi gerçekleştirmek için yeni hedefler ve düşünme biçimleri geliştirmeye yatkın olduğumuzu ortaya koydu. Bu durum, tercih ettiğimiz hareket şekli engellendiğinde hayata karşı yaratıcı bir yaklaşım geliştirmemizi ve alternatifler aramamızı sağlıyor. Bu yüzden çocuklarınıza sıkılma fırsatı vermeniz onların ileride yaratıcı düşünen ve problem çözen kimseler olabilmeleri için gerekli bilişsel becerilerini geliştirecektir.
Kaynak: https://www.egitimpedia.com/ilham-verici-bir-ebeveynlik-kilavuzu/
Share:

0 yorum:

Yorum Gönder