Tabletler, Akıllı Telefonlar Ve Çocuğunuz

Bir yanda oyuncak oynamayan, birbiriyle ya da ebeveynleriyle iletişim içerisinde olmayan, doğadan, hayvanlardan uzak yeni nesil çocuklar, bir yanda da onların eline tablet ve akıllı telefonları verip evde gürültü patırtı yapmalarına ve evi dağıtmalarına engel olan sözde akıllı geçinen ebeveynler...

Bu konuda yetkili ağız değilim farkındayım ama beynim ve kalbim neyin doğru neyin yanlış olduğunun ayırımını yapabilecek kadar sağlıklı. Çocukları daha bu yaşta sanal bir dünyaya hapsetmelerine normal bakamıyorum. Zaten ebeveynler başlarını telefonlarından ve tabletlerinden kaldırmıyor ki, çocuk da ne görürse onu öğreniyor ve anne-babasının yaptığını yapmak istiyor. Anne ve baba da buna zaten dünden razı çünkü çocuğuyla ilgilenmek angarya geliyor, telefon ve tablet varken kim vakit ayırır ki çocuğa? Evde herkes kafasını sanal bir aleme gömmüş yaşıyor. İletişim yok, konuşma yok, muhabbet yok ya da tüm bunlar çok kısıtlı, hemen geçiştirilip yine kafalar tablete, telefona gömülüyor. Üstelik de yaydıkları radyasyon cabası. Hem fiziken hem de ruhen tamamen sağlıksız yani. Sonuç; sorunlu ve asosyal aileler...

Sürekli tekrarlanan oyunlarla çocukların öğrenme kapasiteleri düşüyor, dikkatlerini ne derse ne de daha ciddi ve hayati hiçbir şeye veremez hale geliyorlar. Oyun hamuruyla oynaması gereken yaştaki çocuk onun yerine eline verilen tablet ve telefonla oynarken 3 boyut kavramını bile geliştiremiyor. Oysa ki oyun hamuru deyip geçtiğiniz o nesnelerin amacı çocuğa 3 boyutu öğretebilmek, hayalgücünü ve el becerilerini geliştirebilmek. Oysa tablet ve telefonlarla tüm bunlar kendi öz anne babaları tarafından ellerinden alınıyor.

Tüm bunların dışında sanal ortamda asla ve asla tam olarak takibi yapılamayan çocuklar her türlü taciz, istismar, dolandırıcılık, kaçırma vesaire ile de karşı karşıya kalıyorlar ve ebeveynlerin ruhu bile duymuyor. Tablette ya da telefonda herhangi bir çocuk güvenlik paketi yoksa o çocuk izlememesi gereken pek çok şeyi izleyebiliyor. Facebook ve benzeri sitelere üye olma yaşı kısıtlı iken bile ya ebeveynleri tarafından yaş büyük gösterilerek üye yapılıyorlar ya da çocuklar kendileri üye oluyorlar ve anne baba bunu umursamıyor, takip etmiyor, etmeye çalışsa bile tam anlamıyla başarılı olamıyor. İnsan kendi eliyle bu kadar kötü bir ortama evladını sokar mı? Evet yapıyorlar ne yazık ki... Eskiden dışarıdaki arkadaş ortamlarına dikkat edilirdi, en azından kontrol altına alınabilecek şeylerdi bunlar. Fakat artık sanal ortam var ve kesinlikle çok büyük risk ve zorluklar içeriyor, kontrol altına almaksa neredeyse imkansız.

Çocuklarınızın eline oyuncak verin, kitap verin, sorumluluğunu ölene kadar alabilecekseniz bir kedi veya köpek sahiplenin, saksılara çiçek dikin, müzik dinlesin, resim yapsın, evde size yardım etsin, tutun elinden gezmelere gidin, arkadaşlarıyla bir araya getirin, birlikte oyun oynamalarına zemin hazırlayın. Asosyal kişilik bozukluğu sahibi yapmayın şu sabileri. Sapıkların eline kurban vermeyin.

Doğurdum saldım çayıra mevlam kayıra da olmaz ki canım...
Share:

0 yorum:

Yorum Gönder